11 Şubat 2014 Salı

IHH IHH GAYSERİ...

   
    Kayseri şehri Türkiye ortalamasına göre gelişmiş şehirlerdendir. Mobilyası ve sanayisi ile standartları yüksektir. Ulaşım sorunsuz ve yapılaşması fazladır. Şimdi bunları neden saydığımı merak ediyorsunuzdur, hemen söyleyeyim. Demek ki futbol, ülkeden ülkeye ve hatta şehirden şehre bile değişiklik gösterebiliyor.

     Bundan seneler önce Kayseri'nin iki takımından olan Erciyesspor Süper Lige çıkmış ancak isim değişikliği sonucu Kayserispor olarak lige başlamıştı. Erciyes ismi yine alt kategoride mücadele etmeye devam etti. Uzun yıllar Kayserispor'u biz bir "Porto modeli" olarak gördük. Yönetimi, meşhur Kayseri zihniyeti ile ticarete yatkın olduğu için bunu kullanarak bir çok genç oyuncu bulup, onları yetiştirirerek parlak futbolcular olarak üst kategori takımlarına yüksek fiyatlarla satarak kendilerine bütçe oluşturdular.

     Sattığı oyunculara bir göz attığımızda Mehmet Topuz, Gökhan Ünal, Amrabat, Salih Dursun ve daha pek çok sayamadığım isim gözümüze çarpıyor. Bu transferlerden de gördüğümüz gibi Kayseri'de futbola bir endüstri gözüyle bakılıyor. Al, yetiştir ve sat formülü önemli yer tutuyor. Buna rağmen futbol izleyicisinin de beklediği bir şey var ki bu hep hayal olarak kalıyor; üst sıralarda kalan Kayserispor...


Her futbol yorumcusunun lig başlangıcında Kayserispor ile ilgili yorumu hiç değişmiyor. Her konuşan "bu sene Kayserispor'dan üstlere oynamasını bekliyorum" diyerek umudunu dile getiriyor. Ama her sezon sonunda "hayal kırıklıkları" listesinin en başına Kayseri yazılıyor. Peki sorun ne? Futbolcuyu doğru seçebilir ve ucuza alabilirken niye bu takım yukarılarda değil?  Sorunu tahmin ediyorum hepiniz içinizden geçirmişsinizdir; Şehrin ilgisizliği... Evet şehirde inanılmaz bir "futbol sevmezlik" yaygın durumda. Stadyum görkemli, biletler ucuz, takım da fena değil ama o tribünleri bir kez bile hınca hınç görmüş değilim. Bahane sanayi şehri falan olma ile alakalı değil bence çünkü Bursa da bir sanayi şehri fakat böyle bir sıkıntı görülmüyor. 

     
     Bu mesele toplumun yapısı ile ilgili olabilir. Bu kadar futbola dair lütuf varken adeta ihanet edercesine takımları yalnız bırakmanın mantıklı sebebi görünmüyor. Nice şehirlerimizin ligde takımı yokken Kayseri'nin üstüne üstlük iki takımının birden (Kayserispor,Kayseri Erciyesspor) üst ligde olmasına seyircinin verdiği bu tepki oldukça düşündürücüdür. Bana bu sene olanlar sanki takımı olmayan şehirlerin ahı gibi geliyor. İki Kayseri ekibi 13'er puan ile 17. ve 18. sırada düşmeyi bekliyorlar. 

     Buna sevinilir mi bilmem ama ben şahsen biraz da seviniyorum. Yukarıda bahsettiğim lütuflara rağmen hem takımlarına sahip çıkmayan seyirciler için hem de futbolu sadece para kazanma aracı olarak gören yöneticiler için küme düşmenin büyük bir ders olmasını arzuluyorum. Bakalım o zaman Kadir Has stadyumunda kimleri izlemeye gidecek o seyirciler ve nasıl para kazanacak o yöneticiler acaba? Durup düşünmek gerekiyor. Bence bu sezon olanlar, nice şehir takımının ahının ilahi bir adalet gibi Kayserililerin yüzlerinde patlamasıdır. Umarın kendilerine gelirler ve hep hayali kurulan bir Kayserispor'u önümüzdeki yıllarda bizlere izletirler...

                                                                                                    SAYGILARIMLA...