27 Ocak 2012 Cuma

ASLAN PLAY-OFF KURBANI OLUR MU ?

     Şu anda Süper Ligin en formda,en iyi futbol oynayan, en rahat gol atan takımı tartışmasız Galatasaray..
     Ligde açık ara lider olmasalarda, bu sezon oynadıkları güzel futbol ve üst üste çok sayıda maç kazanabiliyor olmaları şampiyonluğu diğer 17 takımdan daha fazla hakettiklerini gösteriyor bence.
     Ligde 22. haftanın sonunda 15 galibiyet 5 beraberlik 2 mağlubiyet elde ettiler. 44 golle en fazla gol atıp, 15 golle en az gol yiyen takım oldular.
      Şimdi kötü bir senaryo yazalım Galatasaray için.. TFF lig tarihimizin en çalkantılı sezonunda hiç bir gereği yokken play-off sistemini devreye sokarak ligimizin statüsünü gereksiz bir şekilde değiştirdi. Farzedelim ki Galatasaray performansını düşürmeyerek rakiplerinin önünde çok rahat bir şekilde ligi lider bitirdi. Oynadığı futbol ve aldığı skorlarla şampiyonluğu sonuna kadar hak etti. Fakat play-off maçlarında hakem hatası-kural hatası yada futbol dışı sebeblerden dolayı play-off maçlarından lider çıkamadı ve şampiyon olamadı. Yani koskoca sezonda harcadığı emeği,alınterini play-off'da kaybederse tüm Sarı-Kırmızı renklere gönül verenler ve objektif Türk futbol severlerin vicdanen rahatsız olacağı kanaatindeyim...
     Ligin şu haftaki görüntüsünü göz önüne alarak konuşalım. Lider Galatasaray ile 4. Sivasspor'un arasındaki futbol kalitesinde dağlar kadar fark var. Şampiyonluk için bu iki takımın play-offda kapışması mantıklı mı sizce ? 

18 Ocak 2012 Çarşamba

SPOR TOTO SÜPER LİG 20.HAFTA

     Süper ligde 20.hafta maçları tamamlandı. Zirveye oynayan takımlar bu haftayı galibiyetle kapattı. 
     Şu anda ligin en iyi futbol oynayan ekibi Galatasaray, düşme hattındaki rakibi Karabük'ü Arena'da 5 gol ile devirdi.
     Trabzon'da kendi evinde Samsun'u farklı geçti. Burak Yılmaz'ın 2 gol attığı maçı 4-0 kazandı.
     Özellikle son yıllarda, İstanbul derbilerinden sonra ligimizin en dikkat çekici rekabetine dönüşen Beşiktaş-Bursaspor maçı da bu hafta İnönü Stadında oynandı. Yüksek tempoda ve pozisyon zenginliği fazla olan maçta 3-1 ile gülen taraf Siyah-Beyazlı ekip oldu. Bu maçta Bursa aleyhine verilen yanlış kararlar maça damgasını vurdu.
     Fenerbahçe, zorlu Manisa deplasmanında son dakika golü ile 3 puanı almayı başardı.Bu maçta Caner Erkin'in yüksek performansı gözlerden kaçmadı.
     Bu sezon ligin üst sıralarında görmeyi tahmin ettiğim iki takım Kayserispor ve Gaziantep bir türlü istikrar sağlayamadılar ve bu maçta karşı karşıya gelerek birbirlerine üstünlük kuramadılar. Kayserispor 1-1 Gaziantep.
     Mehmet Özdilek yönetimindeki Antalyaspor, Mersin deplasmanında erken bulduğu 2 gol ile 3 puanı kaptı ve ligde 9.sıraya yükseldi. Mersin İ.Y. mağlub olmasına rağmen 8. sıradaki yerini koruyor
     Sezonun ikinci yarısına Hector Cuper'i getirerek başlayan Orduspor bu hafta İstanbul B.B konuk etti ve maçı 1-0 kazandı. Abdullah Avcı'nın kulüpten ayrılmasıyla bir anda düşüşe geçen İ.B.B ligde 13. sıraya kadar geriledi.
     Evinde haftalardır mağlub olmayan Sivas, zayıf rakibi Ankaragücü'nü 3 golle geçti. Ankaragücü son haftalarda Mersin İ.Y galibiyeti ve Beşiktaş beraberliği ile umutlanmıştı ama bu hafta Sivas'tan eli boş döndü. Ancak son günlerde yaşanan olumlu bir gelişme var. Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Ankaragücü kulübüne malzeme sponsoru olacağını açıkladı.
     Süper Ligin bu sezonu iki flaş takımı Gençlerbirliği-Eskişehir maçında gülen taraf 2-1 ile başkentin kırmızı-siyahlı ekibi oldu. Gençlerbirliği bu sezon evinde oynadığı maçlarda çok başarılı. Eskişehir ise kaliteli kadrosu ile play-off mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğine inanıyorum..

16 Ocak 2012 Pazartesi

15.01.2012 ESKİŞEHİRSPOR DEĞERLENDİRMESİ

(5)ESKİŞEHİRSPOR

Eskişehir takımı,ligin özlediğimiz renklerinden birisiydi.Daha önce ligimizde mücadele etmiş kendisini kanıtlamış bir takımdı ve Süper Lige de yükselmeyi başardı.Orta ölçekli bir takım olarak kurulup istikrar sağlayan kulüp,bu seneyle beraber transferde atılım gösterdi.

Sezon başında birçok takım gibi "Şike" soruşturması geçiren kulüp,bu süreçten en çok etkilenen takımların belki de ilk sırasında gelir çünkü başta teknik direktörü olmak üzere futbolcuları da gözaltına alınmıştı.Bu krizden en az hasarla çıkmaya çalışan kulüp,teknik direktörlüğe tanıdığımız birini getirdi.Bülent Uygun'dan boşalan mevkiye Skibbe getirilmişti.Bu sıkıntılı dönemi atlatmak isteyen kulüp gözünü yüksek kariyerli oyunculara dikti.Dede,Kamara ve Boyd gibi transferler bu hedefe yönelik alınan oyunculardı.

Takımı tecrübeli oyuncuların eline bırakan kulüp ayrıca genç yeteneklerle de tecrübeyi dinamikleştirdi.Alper Potuk ve Veysel Sarı gibi oyuncular bunun açık bir örneğidir.Takım lige dikkat çekici şekilde başlayarak sıkıntıyı attığını gösterdi.Bu sene uygulanan play-off sistemi ile beraber kendine ilk dört sıra arasında yer bulmaya uğraşan kulüp,bu yolda sağlam adımlar atmaya çalışıyor ve başarıyor gibi duruyor.

Eskişehirspor takımı devre arasında yaşadığı teknik direktör sorununu Ersun yanal ile çözmüş gibi bir görüntü veriyor.Takımın en önemli oyuncuları arasında;Kamara,Dede,Alper Potuk,Batuhan ve Tello gibi futbolcular var.Bu oyuncu grubu uyum içinde olur ve şuana kadarki performansı arttırarak devam edebilirlerse ligin diş geçirilemez takımlarından biri olurlar.

Başkan Halil Ünal ve yönetimi,sıkıntılı dönemi atlatmada gösterdiği keskin tavırlarla, stratejik bir öneme sahip olan görevlerini en sorunsuz şekilde ifa etmişlerdir.Skibbe'nin ani şekilde ayrılmasından sonra hoca arayışlarını hızlı şekilde yapıp oyuncuların motivasyonunu kaybetmesine mahal vermemek, büyük bir yönetici başarısıdır.Kulüp olarak hedeflerini yükseltmeleri ve kariyer sahibi oyuncular getirmeleri güzel bir politikadır.Eskişehirspor takımı ligde istikrar sağlayıp devam ettirebilirse Süper Ligin tat veren takımlarının başını çekerler.Yazımı sonlandırırken saygılarımı yolluyorum....


YAKINDA: TRABZONSPOR...

15 Ocak 2012 Pazar

14.01.2012 MERSİN İDMAN YURDU DEĞERLENDİRMESİ

(4)MERSİN İDMAN YURDU:
Geçtiğimiz sezon Bank Asya liginde mücadele veren Mersin İdman Yurdu takımı sezona kötü başlamıştı.Maçları izlerken adeta insanların keyifleri kaçıyor ve maçı bırakıp işlerine tekrar dönüyorlardı.İzleyici olarak ben dahi izlerken değerlendirme konusu bulamıyordum.
Sürekli olarak beraberlik takımı görüntüsü veren kulüp adeta golsüz beraberlik ve tek gollü galibiyetlere takılıp kalmıştı.Bu futbolu sebebiyle takım herkesin gözünde düşmeye ilk aday ilan edilmişti.Ancak devre arası ile beraber takıma önemli takviyeler sağlandı ve üst sıralara yelken açıldı.Artık oyuncuları da göze batıyordu ve bu kulüp yükselerek ligi ikinci bitirmeyi başardı derken,Samsun'un rehaveti sayesinde son maçta şampiyonluğu göğüslüyordu.
O "kötü takım" Spor Toto Süper lige yükselmişti.Takımda tüm gücü ile mücadele eden futbolcular vardı fakat bu oyuncular üst seviyeyi kaldıramaz denildi.Transfer operasyonu başlatıldı ve takım baştan aşağı yenilendi.Takıma;Nobre,Erhan Güven,Kamanan,Hakan Arıkan,Yahya,Sehic,Beto,Çağdaş Atan,Mustafa Keçeli,Erman Özgür,Zurita,Moritz ve son olarak olaylı şekilde ayrılıktan sonra kulüp arayan İbrahim Kaş katıldı.
Transferlerden sonra birçok oyuncusu ile yollarını ayıran Akdeniz temsilcisi sezona "Şike" gölgesinde başlamıştı.Ucundan köşesinden de olsa bu operasyonda adı zikredilen kulüp,bu sıkıntılara girmeden yoluna emin adımlarla devam etti.Sezona Ankaragücü maçı ile başlayan takım,buradan 3 puan alarak moralli başladı.Sonrasında gelen Bursaspor yenilgisi moralleri bozsa da yükseliş devam etti.
Ardından alınan mağlubiyet ve beraberliklere rağmen pozitif oyun anlayışı hiç değişmedi.Takımı tecrübe seline teslim eden Nurullah Sağlam,oyun anlayışı olarak hep hücumu düşündü ve futbolculara bu sistemi empoze etti.Yenildiği maçtan sonra dahi alkışlanan ve televizyon karşısında da özellikle oturulup maçları izlenecek takım haline gelmesi hep bu sebepten kaynaklandı.Bir futbol takımına düşmesi gözüyle bakılırken,onun lig atlaması ve transferde de performans anlamında belirsizlik ummanına düşmüşken,oyunu bu kadar seviliyorsa bunun açıklaması teknik kadrodaki düşünce sistemi ve teknik beceri kapasitesi olarak söylenir ki burada başkanı da tercihinden ve arkasında durmasından dolayı kutlamak gerekir.
Takımda hızlı oyuncular var ve çabuk kontra atağa çıktıklarında tecrübeli oyuncular ile beraber etkili oluyorlar.Kalede sorunları yok gibi gözüküyor.Benim gördüğüm sadece devre arasında yapılacak takviye ile kadro güçlendirilebilir fakat takımın ahengini bozmayacak isimler alınması gerekiyor.Kulüpteki ahenk bozulmazsa yolunun açık olduğunu gördüğüm Nurullah Sağlam ve ekibi bu senenin çıkışta olan takımlarından biri olmuştur.

Yazımı bitirirken sizlerle bir şey paylaşmak istiyorum.Eski dönemlere bakıldığında takımlarımız hep küçük ve yerel boyuttaydı ki isimleri bile aile sıcaklığını gösteriyordu.Tarsus İdman Yurdu,Acar İdman Yurdu ve benzer isimleri her zaman babalarımızdan ve dedelerimizden duyardık.Bu bağlamda Mersin İdman Yurdu kulübü bana hep o eski yerel ve sıcak futbol kültürünü hatırlatır.İnşallah o eski dostlukların yaşandığı "İDMAN OCAĞI" dönemlerini geri getirebiliriz.Saygılarımla...


YARIN: ESKİŞEHİRSPOR...

14 Ocak 2012 Cumartesi

13.01.2012 BEŞİKTAŞ DEĞERLENDİRMESİ

3. BEŞİKTAŞ: Beşiktaş Spor Kulübü bu sezon yaşanılan "Şike" operasyonundan itibaren geçirilen dönemde yaşanan olaylardan etkilenen takımlardan önde gelenlerindendi.Operasyon ile birlikte kulübün teknik direktörü Tayfur Havutçu ve Serdar Adalı gibi isimler gözaltına alınmıştı.Ünlü futbolcuları getirmeye başlayan Beşiktaş takımında,bu durum karizma kaybına yol açtığı gibi kautik bir ortam da meydana getirmişti.Başta başkan Demirören olmak üzere diğer yöneticiler duruma el koyup takımın başına Carlos Carvalhal'i getirdiler.Basında çıkan haberler bu transferin,daha çok takımda "Portekiz yapılanması" olarak adlandırılan bir inşa meselesinin tamamlandığı,son taşın koyulduğu yönündeydi ve genel kanı "torpil" üstünden gitmekteydi.Sezon başı tüm olumsuzluklara rağmen Veli Kavlak,Burak,Tanju,Alves gibi gençlerin ve Egemen gibi tecrübeli ismin transferi Beşiktaş'ın 3 Temmuz süreciyle beraber kaybettiği kanı durdurmaya çalışmıştır.Bu sezonun Beşiktaş adına zor geçebilecek bir sezon olduğu en başından beri aşikardır.Ancak takım,taraftarının verdiği destek ile "Şike baskısını" üzerinden atmıştır.Burada taraftar grubunun "temizlenin de gelin" tepkisi ile oyuncular,Fenerbahçe'nin yaşadığı baskıyı ve zorluğu yaşamamıştır.Beşiktaş kulübü'nün teknik direktörü Carvalhal'in yaptığı tevazu gösterileri ve ekip içindeki birlik beraberlik duygusunun canlılığını oyun içinde görebiliyoruz.Futbol takımının iyi oynamasında en önemli faktör beraber oynamayı sevmeleridir ve eğer arkadaşlık ortamı oluşmuşsa ekstra koşmaya mahal bırakmadan herkes herkesin yerini doldurabilir.Benim Beşiktaş'ta gördüğüm şey de budur.Sezona tökezleyerek başlayan kulüp,özellikle Bursaspor galibiyetiyle zor dönemi atlatmış ve yükselişe geçmiştir.Teknik direktör'ün uyguladığı disiplin de gözden kaçmamaktadır.Önceleri çokça eleştirilen Carvalhal'in,Fernandes konusunda haklılığını bizzat oyuncunun oynadığı istekli oyun göstermiştir.Almeida,Quaresma ve Simao gibi oyuncuların Necip gibi genç futbolcular ile birlikte uyum içinde ve candan oynamaları yine bir teknik adam becerisidir.Çoğunluğun "vekil hoca" dediği ve sezon ortası yada en geç Tayfur Havutçu geldiğinde gönderilir denen sayın Carvalhal ve takımı,kautik ortama ve iki kulvarda tüm takımlardan kat ve kat fazla müsabaka oynamasına rağmen gerçekten takdire şayan performans göstererek ligin çıkış yapan takımlarından biri olmuştur.Ligin ikinci yarısıyla birlikte şike konusunda kulübün yükünün azaldığını ve takımın da giderek oturduğunu görmekteyim.Oyun olarak beğendiğim takımın,UEFA Avrupa Ligi'nde tur atlaması,Türkiye Kupası müsabakalarının başlaması ve ligde zor bir döneme girilmesi sebebiyle devre arası transferinde şayet birkaç oyuncu takviyesi gerçekleştirerek kadro alternatifi oluşturulursa kulübün istikrarlı olarak başarılı sonuçlar alması sürpriz olmayacaktır.Saygılarımı sunarım...


YARIN: MERSİN İDMAN YURDU...

13 Ocak 2012 Cuma

12.01.2012 FENERBAHÇE DEĞERLENDİRMESİ

2. FENERBAHÇE: Fenerbahçe Spor Kulübü belki de 2011 yılının en şanssız takımı idi.3 Temmuz günü ile başlayıp şimdiye değin yaşanılan süreç bağlamında ortaya çıkan gelişmeler, Türk futbol kamuoyunu derinden sarsacak anlarla doluydu.Türkiye'de ilk kez futbolda "Temizeller" operasyonu başlatılıyor ve ilk kez bir kulüp başkanı ile beraber birçok kişi "Şike" suçundan dolayı (suçu sabit olmamakla birlikte) cezaevine gönderiliyordu.Bu dönemle birlikte Fenerbahçe kulübü derinden yara almış ve "başsız" kalmıştı.Operasyon'un ilk şokunu atlatamayan Fenerbahçe, transferde geç kaldığı gibi hem maddi hemde manevi sebepler dolayısıyla başta Lugano olmak üzere Andre Santos ve Niang gibi oyuncularını da kaybetmişti.Şampiyonlar Liginden ihraç edilmesiyle maddi külfete giren ve sıkıntıları artan kulüp,yine de Orhan Sam,Ziegler ve Bienvenu gibi oyuncuları kadrosuna katarak açığını kapamaya çalıştı.Sezon başında ligin ortalarına demir atması kuvvetle muhtemel gösterilen takım,ligin başlamasıyla adeta fırtına gibi esti.Yılmadığını gösterme çabası ve yaşanılan ortamın verdiği hırs sayesinde ligin zirvesine ortak olan takım,devrenin ortasına doğru duraklamasına rağmen tekrar gücünü toplayarak tırmanışını devam ettirmeye çalışmaktadır.Şu anda ligde en üst sıralarda bulanan Galatasaray ve Fenerbahçe kulüpleri arasında hem moral olarak hem de oyun yeteneği bakımından daha önde gördüğüm tabii ki Galatasaray'dır.Ancak Fenerbahçe de ikincilik ve azından ilk dört play-off'u için oldukça şanslı gördüğüm bir takımdır.Eğer ortama bağlı olan sorunlarını en aza indirger ise bu tırmanışın sadece hırs ekseninde değil,oyun ile birlikte de sürdürüldüğünü ispat edecektir.Fenerbahçe Spor Kulübünü tüm olumsuzluklara rağmen yılın çıkış yapan takımları arasına almak tereddüte mahal vermeyecek kadar açıktır.Yazımı bitirirken saygılarımı arz ederim...


YARIN: BEŞİKTAŞ.....

ZİRAAT TÜRKİYE KUPASI 3.TUR

Ziraat Türkiye Kupası 3.tur maçları bu akşamki Fenerbahçe-Konya Torku maçı ile tamamlandı. Bu turda tek maçta eleminasyon sisteminin uygulanması bence ayrı bir tartışma konusu.
     Kupa maçlarının en güzel yanı alt liglerdeki takımların favori gösterilen rakipleri karşısında zaman zaman sürpriz yaparak onları kupa dışına itmeleridir. Bu tip güzellikleri genellikle İngiltere'de görmeye alışkınız. 3.tur maçlarındaki en ilginç durum Manisaspor'un BUGSAŞspora 2-1 mağlup olmasıydı. Ankaragücü'nün Kasımpaşa'ya farklı mağlub olması ise bir yandan Ankaralı futbolseverleri üzse de, ligde zorlanan mevcud kadronun birde omuzlarına kupa mücadelesi yüklenmesi; ilerleyen haftalarda futbolcuları ve teknik ekibin işlerini daha da zorlaştırması muhtemel bir durum gibi görünüyordu.
     Ligimizde bu sezon uygulanacak olan play-off sistemi üst sıralara oynayan takılmları biraz daha rahatlattı şüphesiz. Bu sezon şampiyon olmak için ligi illa da 1.sırada bitirmek gerekmiyor !..  Ligde 5 ile 15. sıralar arasındaki 11 takımın Avrupa Kupası mücadelesi için tek çıkış yolları Ziraat Türkiye Kupası..  
     Sezonu orta sıralarda bitirmesi muhtemel görünen takımların Türkiye Kupasına 4 elle sarılmaları en mantıklı yol olacaktır. Yani ligi 5-6 sırada bitirmektense ben kupa maçlarında canımı dişime takarak hem müzeme kupa götürüp yurt içindeki prestijimi arttırım, hemde kısa yoldan Avrupa biletimi cebime koyarım..

11 Ocak 2012 Çarşamba

11.01.2012 GALATASARAY DEĞERLENDİRMESİ

Süper ligin 19.haftası itibariyle takımlarımızı gün gün değerlendirmeye almak istiyorum.Hangi takım çıkışta ve hangi takım düşüş grafiğinde bulunuyor...


1.GALATASARAY: Galatasaray kulübü ciddi bir çöküş sürecinden sonra Ünal Aysal başkanlığında başarılı bir grafik gösteriyor.Sezona Zapata,Culio,Stancu gibi oyuncuları göndererek başlayan kulüp, kadrosunu Elmander,Sercan,Eboue,Muslera,Selçuk İnan,Ceyhun Gülselam ve sorunlu gibi duran Engin Baytar ile kuvvetlendirerek girdi ve takımın başına da tecrübeli Fatih Terim'i getirip bir düzen ortamı sağladı.Çıkış grafiğini nerede kaybedecek diye beklerken gün geçtikçe temposunu arttırdı.En son Samsun ve Adana maçlarında net skorlar almayı başaran kulüp 2011-2012 futbol sezonunun play-off maçlarına kalarak şampiyonluğu da elde edecek güce sahip olduğunun sinyallerini veriyor.Takımda sezon başında sorunlara gebe olarak lanse edilen Engin ve Sercan'ın şu ana kadar gösterdiği performans dikkat çekiciydi.Birbirlerine rakip olur denilen Elmander ve Baros ise parmak ısırtıyorlar.Özellikle Fatih Terim'in başa gelmesiyle bir düzen ortamının kol gezdiği tesislerde de arkadaşlık duygusunun güçlendiği bir gerçek olarak önümüze geliyor.Yeni gençlerin kazandırılması yönünde benim en çok sevindiğim konu Emre Çolak konusu oldu.Yeni Arda Turan olmak yerine,kendi benliğiyle futbola odaklanmasını beklediğim Emre Çolak Galatasaray'ın bu sezon belki de en büyük kazancı olmuştur.Nitekim yine Ayhan ve Sabri'nin takımdaki "ağabey" rolünü oynarken, Eboue, Muslera ve Baros gibi oyuncuların profesyonellik duygusunu genç ve dinamik isimlere empoze etmesiyle takımda hem güç hem tecrübe hem de profesyonel ruh birleşiminin naçizane emarelerini görmekteyiz.Yazıma son verirken bu sezon Galatasaray'ın bundan sonraki dönemde de eğer büyük bir aksilik çıkmaz ise aynı istikrarı sağlayıp sonuna kadar yarışı üstün götüreceğini sanıyorum.Bugünkü GALATASARAY ÖZEL yazımın sonuna geldim.

YARIN : FENERBAHÇE....

SEÇİLEN "YANLIŞ KELİMELER" !!!

     Blogumu ilk oluşturduğum gün "Türk Futbolundan haberler ve yorumlar" düşüncesi ile yola çıktım. Düşüncem, yazılarımda sadece "Futbol"a değinmek ve futbolumuzu çirkinleştiren "futbol dışı" (şike olayları) konulara yer vermemek.
    
     Bu düşünceme hiçbir zaman ihanet etmeyip blogumda o malum konulara yer vermeyecektim ki; geçtiğimiz günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan Bayraktar'ın kendisine uzatılan mikrofonlara söylediği sözlerden sonra bende bir futbolsever olarak birkaç kelime yazmak istedim.

     Ben şahsen Anadolu'nun en saygın kulüplerinden bir tanesinin taraftarıyım (yazılarımda objektif olmam adına taraftarı olduğum takımın adını açıklamak istemiyorum) Fenerbahçe -Trabzon arasındaki gerginlik beni ilgilendirmez. Fakat tarafsız bir futbolsever olarak Bakanın açıklamaları beni biraz rahatsız etti. Sayın Bakan Trabzonlu olduğu için kendini taraftar gibi hissedip söyledi o sözleri. Trabzonsporun haklarını savunması çok normal, bence burda tek sorun Bakanın açıklama yaparken "yanlış kelimeler" seçmesidir.

     Sayın Başbakanımızın Fenerbahçe'li olduğunu yedi cihan biliyor. Şimdi yarın öbür gün Başbakanımız Fenerbahçe taraftarı kimliği ile çıkıp birşeyler söylese Fenerbahçe karşıtı bazı kesimlerde doğal olarak rahatsız olmayacak mı ?

     Demek ki neymiş ? Toplumu temsil eden yöneticilerin bu gibi kritik durumlarda bireysel değil objektif konuşmalarının önemini görmüş oluyoruz...

8 Ocak 2012 Pazar

TRANSFER DÖNEMİNİN İLK GÜNLERİ

     Ara transfer döneminin ilk günlerindeyiz ve şu 2 günlük süre zarfında transferi kesinleşen bir kaç futbolcu var. Trabzonspor hızlı bir hamle yaparak Gaziantep'ten Olcan Adın ve Bucaspordan Torric Jebrin'i hemen renklerine bağladı. Fenerbahçe'de Ankaragücü'nden Özgür Çek'i transfer etti. Samsunspor Bundesliga'da yıllarca boy göstermiş Yunan Gekas'ı kadrosuna kattı.
     Spor basınında çıkan haberlere göre Galatasaray Rosicky ve Arshavin ile ilgileniyor. Fenerbahçe'nin kaliteli bir santrfor aradığını tüm futbolseverler tahmin edebiliyor,özellikle Santos'lu Borges çok fazla gündemde. Miroslav Stoch'u Avrupanın önemli kulüplerinin istediği söyleniyor. Dia'nın Fenerbahçe'den ayrıldığını biliyoruz. Bursaspor'un Bobo ile ilgilendiğini biliyorum. Alper Potuk Eskişehir ile sözleşme yeniledi. Şimdilik gelişmeleri bu şekilde özetleyebiliriz.
     Gündemde transfer söylentileri dolaşırken bir yandan da ligde 19. hafta maçları oynanıyor. Galatasaray son 8 maçta 3 puana abone oldu Samsun'dan da galibiyetle döndü. Trabzonspor, İ.B.B deplasmanında kazandı. Bursaspor, Kayseri'den sonra Mersin'i de yenmeyi başardı. Zirve yarışından kopmamak için Fenerbahçe ve Beşiktaş'ta bu hafta mutlaka kazanmak zorunda.
     Ve ben şahsım adına son birkaç cümle yazmak istiyorum.. Ülkemize artık yurtdışından futbolcu ithalatı(!!!) yapılmasın. Çünkü ligimizdeki yabancı futbolcu sayısı olması gerekenden çok fazla. Bu durum öncelikle genç yerli futbolcularımızı olumsuz etkiliyor ve hemen ardından milli takımımıza da yansıyor.
     Yabancı futbolcu transferi yerine Avrupadaki gurbetçi gençlerimiz transfer edilip sahadaki yerini alsa?  yada TFF "sahadaki 11'de maximum 5 yabancı futbolcu yer alabilir" gibi özel bir kural uygulasa ? Süper Lig takımlarımızın hemen hemen hepsinde 8-10 yabancı futbolcu var, bence bu sayı 6-7'lere düşmedikçe kendi öz kaynaklarımızdan (genç yerli futbolcularımızdan) yeterince faydalanamayacağız.