"KOCAMAN" HAYALLERİN,"KOCAMAN" KIRIKLIĞI OLUR..

     Fenerbahçe,sahasında ağırladığı Marsilya ile 2-2 berabere kalarak UEFA Avrupa Ligine 1 puanla başladı.Saatler 20.00'yi gösterdiğinde nefesler tutuldu.Her şey güzel başladı.Stadyum fena değil,oyuncular ise istekliydi.Önce 1-0 öne geçtik.İlk yarıyı böyle kapatırken kafamızda hep galibiyet vardı.İkinci yarı başladı ve birden 2-0 öne geçtik.Atmosfer harikaydı.Taraftar çoşmuş ve marşlar söyleniyordu.Artık maç bitti derken Marsilya farkı 1'e indirdi.Olsun,buradan da maç mı vereceğiz deyip marşlara devam edildi.Hakem düdüğü ağzına götürdü ve çaldı.Çaldı çalmasına ama bizi yıkan gol için çaldı.30 saniye kala 3 puan elimizden uçtu gitti.

     Maçı izleyemeyenler için sanırım en kısa özet bu olsa gerek.Öncelikle Türk futbolu için kara bir geceyi geride bıraktık.Skor evet önemli ama asıl sorun bence oyunun kendisiydi.Dün bir yazı kaleme almıştım ve Galatasaray'ı övmüştüm.Mağlup olmasına
rağmen nasıl oynadığını sizlere aktarmıştım.Bugün de aynı kriterlere göre bir yorum yapacağım.

     Fenerbahçe takımı sahaya genel kabule uygun bir kadro ile başladı.Alex,Sow,Volkan ve Meireles kadrodaydı.Tribünlerin de etkisiyle takım çoşkulu oynadı.Oynamasına oynadı ama bazen de açık verdi.Benim gözüme çarpan Hasan Ali oldu.Marsilya,sürekli kendi sağ tarafından gelmeye çalıştı ve bunu ilk yarı da oldukça başarılı yaptı.Hasan Ali, rakiplerine rahat pas yapma şansı tanıdı.Bunun sebebi Caner'in az destek vermesi ve Hasan Ali'nin hücumu çok sevmesi gibi gözüküyor.Bir diğer sıkıntıyı Bekir'de görüyorum.Ağır ve baskı karşısında topu kolay kaybediyor.Bu ikili ilk yarıda sıkıntılı olan bölgelerdi.

     Bütün eksiklere rağmen yinede Fenerbahçe ilk yarıda takım oyununu iyi oynadı.2-0 da öne geçti.Rakip dağılmıştı ve farkı arttırmamız mümkündü.Ancak tam avantajı elimize geçirmişken Kocaman oyuna müdahale etti ve Alex'i oyundan aldı.Arkasından Sow'u çıkarıp Bienvenü'yü oyuna sürdü.Cristian ve Bienvenü oyuna girdikten sonra oyun bir anda değişti.Avrupa arenasında mücadele eden bir takım 2-0 öndeyken rakip karşısında kapanmaya başladı.Korkar bir hale geldi.Dört defans+Cristian+M.Topal+Meireles ile oynamaya başladı.Anlaşılan amaç kontra ataktı ama takımı ileri çıkartacak bir maestro olmadığı için takım sürekli geri çekildi.Zar zor ileri çıkılan tek pozisyonda da zaten Bienvenü,o kadar ağır kaldı ki görenlere saç baş yoldurttu.Bu dakikadan sonra iyice sazı eline alan Marsilya,bizim sahaya iyice yerleşti.Artık orta sahamız da boşalmıştı ve iyice defansa yerleşmiştik.Bir pozisyon çizgiden çıktı ki o pozisyonda sadece çizgi üstünde 4 Fenerbahçeli vardı.Sonucunda 82.dakikada ceza sahamızda rahat paslaşarak 5 kişinin içinden geçen Valbuena,topu ağlara yolladı.Belki bir umut olarak hızını kullanmak için Stoch'u sahaya sürdü hoca ama artık çok geç olmuştu.Arka arkaya gelen Marsilya ataklarına rağmen dayanan Fenerbahçe için artık son 30 saniye kalmıştı.Son kornerdi.Top havalandı ve adam paylaşımını beceremeyen defansın arasından bir kafa vuruşu ile topu  filelerden çıkardık.Santra oldu ve maç bitti.

     Bu maçın buraya gelmesine bence sorumlu Aykut hocadır.Alex ile yaşadığı sorunlar,daha sonra Cristianla olan sorunlar, yaptığı hamleler bana çok yanlış geliyor.Takımı komutansız bıraktı ve düşmana adeta teslim etti.Sonuçta kağıt üstünde kaybedilen fazla bir şey yok ama bence oyun anlamında oldukça fazla şey var.Dün Galatasaray için söylediğim şeyleri bugün Fenerbahçe için maalesef söyleyemiyorum.Böyle kötü mağlubiyetler ve beraberlikler Aykut hoca ile Fenerbahçe'de süreklilik kazandı.Daha önce Paok,Young Boys Vaslui ve Spartak Moskova maçlarında yaşananlar hocanın koltuğunu oldukça zorluyor.Bugün kazansaydı herşeyin üstü örtülecekti ama ilahi bir adalet tecelli etti ve berabere kalındı.İnşaallah gerçeklerin görülmesi için bu acı beraberlik iyi gelir. Hem yönetim hemde teknik ekip bence verdikleri kararları sorgulamalılar.Acı bir gecenin ardından uzun bir yazı oldu ama geceyi sanırım özetleyebildim.Avrupa'da tüm takımlarımıza başarılar dilerim.SAYGILARIMLA...